Belirli bir yaştan itibaren, cildimizdeki gençlik ışıltısının kaybolmaya başladığını ve yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmaya başladığını fark ederiz. Bu durum, vücutta ki kolajen üretiminin yaş ilerledikçe azalmaya başlamasıyla bağlantılıdır. 25 yaşından itibaren, vücudumuz her yıl %1,5 oranında kolajen kaybetmeye baslar, yaslanma sureci, vücudumuzda ki bu kolajen kaybının sonucu olarak ortaya çıkar. Yaşlanmanın etkilerinin ilk gözle görünür olduğu yer cildimizdir
Bu yazımızda, yaş alma surecinde kolajenin cildimiz üzerindeki etkileri hakkında en çok merak edilen soruları yanıtlamak istedik.
Kolajen Eksikliğinin Cilt Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Kolajenin Cilde Faydaları Nelerdir ?
Hangi Kolajen Tipi Cilde Daha Faydalı Balık mı Sığır mı ?
Kolajen hakkında daha çok bilgi sahibi olmak için "İÇTEN DIŞA BAKIM: CİLDİMİZİN YAPI TAŞI KOLAJEN HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKEN HER ŞEY!" makalemize göz atabilirsiniz.
Kolajen Eksikliğinin Cilt Üzerindeki Etkileri Nelerdir?
Yaşlanmanın etkilerinin ilk gözle görünür olduğu yer cildimizdir. Cilt yaşlanması, cilt yüzeyinde görünür hale gelmeden önce aslında alt kademelerde yani dermiste baslar. 25 yaşından itibaren, vücutta ki kolajen oranı ve konsantrasyonu azalır. Cilt dolgunluğunu ve elastisesini kaybeder, kırışıklar ve ince çizgiler oluşmaya baslar.
Cilt parlaklığını ve canlılığını kaybediyor
Cilt, vücudumuzun en büyük organdır ve dış etkilere maruz kaldığı için korunmaya ihtiyaç duyar. Bu koruma işlevi, cildin en dış tabakasında yer alan cilt bariyeri tarafından sağlanır. Kolajen, antioksidan etkiye sahip olduğu için serbest radikallerin cilt bariyerinde oluşturduğu hasarla mücadeleyi sağlar. Ancak, vücudumuzda ki kolajen eksilmeye başladıkça, cilt bariyeri serbest radikallerin etkisiyle hasar görür ve cilt hem yaslanmaya baslar hem de parlak ve aydınlık görüntüsünü kaybeder.
Cilt esnekliğini kaybediyor
Cildimiz epidermis ve dermis adlı iki önemli katmandan oluşur. Cildimizde ki kolajen, epidermis ve dermisin %80’nini oluşturur. Cilde esnekliğini ve elastikiyetini veren de aslında bu dermisde ki kolajen yapısıdır. Kolajenin, yapıştırıcı özelliği, bağ dokularını bir arada tutarak cilt elastisisine katkıda bulunur. Ne zaman ki, vücutta ki kolajen üretimi azalmaya başlar cilt esnekliğini kaybeder ve sarkmaya başlar.
Kırışıklık ve ince çizgiler
Kırışıklık ve ince çizgiler, cildin yaşlanmasıyla birlikte ortaya çıkan doğal bir süreçtir ve bu sürecin ortaya çıkmasında kolajen eksikliğinin rolü büyüktür. Kolajen, cildin yapısal bir proteini olarak cildin elastikiyetini ve sıkılığını korumaya yardımcı olur. Ancak, yaşlandıkça vücutta ki kolajen oranı ve konsantrasyonu azalır, bu da bu da kırışıklık ve ince çizgilerin oluşumuna neden olur. Özellikle, alin çizgileri ve kaz ayakları belirgin hale gelmeye baslar.
Nemsizlik ve dolgunluk kaybı
Yıllar içinde azalan kolajen üretimi, cildin orta tabakasındaki dermisin incelmesine neden olarak, cildin elastikiyetinin ve nem tutma kabiliyetinin azalmasına yol açar. Ani zamanda yaşlanma sürecinde cildin üst tabakası olan epidermis de incelir ve bu da cildin koruyucu bariyerinin zayıflamasına neden olur. Bu durum, cildin nemini kaybetmesine ve nemsizlikten dolayı kuru ve mat bir görüntü almasına neden olur. Ve nem eksikliğinin yarattığı kuruluk, cildin daha hızlı yaşlanmasına ve hassasiyetinin artmasına sebep oluyor.
Kolajenin Cilde Faydaları nelerdir ?
Cilt gelişimi, onarımı ve beslenmesi kolajen ile sıkı bir şekilde ilişkilidir. Kolajen takviyesinin cilt sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Düzenli kolajen kullanımının cilt elastikiyetini, nemini iyileştirdiği ve ince çizgileri ve kırışıklıkları azalttığı klinik olarak araştırmalarla gösterilmiştir (1). Kolajen takviyeleri tüketmek vücudumuzdaki doğal kolajen sentezini aktive etmeye yardımcı olurken, aynı zamanda kolajen hücrelerin erken yaşlanmasına karşı savaşmak için gerekli olan güçlü antioksidan özelliklere sahiptir ve bu sayede cilt derinlemesine canlanır.
Simdi kolajenin cilde faydalarına daha yakından bakalım:
Yaşlanma karşıtı etkiyle cildin gençliğini koruyarak, ciltte kırışıklık ve ince çizgi görünümünü giderir.
Hücre yenilenmesine katkıda bulunarak cildin yenilenmesini sağlar.
Cilt bariyerini güçlendirerek, cildin daha esnek olmasını sağlar ve sıkılaşmasını sağlar.
Cildin nem tutma kapasitesini artırır.
İçten dışa cilt bakimi yaparak, sağlıkla güzelleştirir.
Kolajen kullanımı cildin sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur. Kolajen takviyeleri, cildin elastikiyetini artırarak, kırışıklıkların ve çizgilerin azalmasını sağlar. Ayrıca, kolajen, cildin nem tutma kabiliyetini artırarak, cildin daha canlı, parlak ve aydınlık görünmesine yardımcı olur. Ağız yoluyla günlük olarak alınan bu kolajen takviyeleri, hem vücut sağlığı hem de cilt yaşlanması için son derece etkilidir.
Peki cildimizde ki kolajen üretimini arttırmak için hangi kolajeni kullanmalıyız ?
Hangi Kolajen Tipi cilde daha faydalı balık mı sığır mı?
Balık kolajen, balığın pullarından elde edilen, beyaza yakın renkte, toz formda, suda çözünebilen, TİP 1 formunda saf kolajen peptitlerinden oluşan bir yapısal protein çeşididir. Tip 1 kolajen de, cildimizin 70%’ni oluşturan kolajen turudur ve ağsı yapı oluşturarak cildin gerginliğini ve elastikiyetini sağlar. Cilt gelişimi, onarımı ve beslenmesi kolajen ile sıkı bir şekilde ilişkilidir. Tip I kolajen, yaşlanma sürecini tersine çevirmek ve kırışıklıkların ve selülitin belirginliğini azaltmaktan cildinizin nemlenmesini ve sıkılığını artırmaya kadar cildiniz için bir dizi olumlu şey yapabilir.
Yapılan araştırmalara göre, hidrolize balık kolajeni vücuda 1,5 kata kadar daha verimli bir şekilde iletilir ve sığır kolajenlerinden daha fazla biyoyararlanıma sahiptir. Balık kolajeni tüketmek vücudumuzdaki doğal kolajen sentezini aktive etmeye yardımcı olur. Ayrıca balık kolajen, hücrelerin erken yaşlanmasına karşı savaşmak için gerekli olan güçlü antioksidan özelliklere sahiptir ve bu sayede cilt derinlemesine canlanır.
Balık kolajenle ilgili daha detayli bilgi için NEDEN BALIK KOLAJEN sayfamızı ziyaret edebilirisniz.
KAYNAK
1 comentariu